18 Kasım 2014 Salı

PERİ BACALARI (NEVŞEHİR)



Peri Bacaları
Peri Bacaları Kapadokya bölgesinde bulunan doğal yapılara verilen isimdir. Peri bacaları Kapadokya çevresinde bulunan yanardağlardan püsküren lavların milyonlarca yıl boyunca akarsuların ve rüzgarın aşındırması ile şekillenmişlerdir.




Kapadokya Nedir
Kapadokya, (Pers dilinde “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelir). Bölge 60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmıştır.
İnsan yerleşimi Paleolitik döneme kadar uzanmaktadır. Hititler’in yaşadığı topraklar daha sonraki dönemlerde Hırıstiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Kayalara oyulan evler ve kiliseler bölgeyi Hıristiyanlar için devasa bir sığınak haline getirmiştir.
Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları’nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya’nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu’nun da önemli kavşaklarından biridir.


Peri bacaları Nasıl Oluşmuştur?
Kapadokya 60 milyon yıl önce 3. Jeolojik devirde Toroslar yükseldi. Kuzeydeki Anadolu Platosu’nun sıkışmasıyla yanardağlar faaliyete geçti. Erciyes, Hasandağı ve ikisinin arasında kalan Göllüdağ, bölgeye lavlar püskürttü. Platoda biriken küller yumuşak bir tüf tabakası oluşturdu. Tüf tabakasının üzeri yer yer sert bazalttan oluşan ince bir lav tabakasıyla örtüldü. Bazalt çatlayıp parçalara ayrıldı. Yağmurlar çatlaklardan sızıp yumuşak tüfü aşındırmaya başladı. Isınan ve soğuyan hava ile rüzgârlar da oluşuma katıldı. Böylece sert bazalt kayasından şapkaları bulunan koniler oluştu. Bu değişik ve ilginç biçimli kayalara halk bir ad yakıştırdı: “Peri bacası”.
Bundan milyonlarca yıl önce Kapadokya bölgesi bir iç denizmiş. Bölgenin güneyinde yapılan arkeolojik kazılarda ilkel deniz canlılarına ait fosillerin bulunması bu tezi doğrular. Yerkabuğunun hareketlenmesi ile birlikte dünyamızın merkezindeki magma tabakasında bulunan sıcak lav, yerkabuğunda oluşan derin çatlaklardan çıkış yolları bularak Erciyes, Hasan Dağı ve Güllüdağ yanardağlarından yeryüzüne püskürmeye başlar. Bu volkanik hareketlilikle birlikte denizi kurumuş ve denizin bulunduğu yerdeki çukur bölge lav ile dolmaya başlamış. Peri bacalarının oluşmasındaki en birinci etken lavların çukur bir bölgede birikmiş olmasıdır. Yoksa her lav püsküren yerde Peri bacası oluşmaz.
Milyonlarca yıl boyunca lav püskürmesi, püsküren lavın soğuyarak sertleşmesi sonra bu sertleşen katmanın üzerine tekrar lav püskürmesi şeklinde devam eden bu döngü yanardağlar sönerek faaliyetlerini durdurana kadar devam ediyor. Yani bu lav tabakaları tek seferde değil birçok defa lav püskürmesi ve soğuması neticesinde oluşuyor. İkinci bilmemiz gereken nokta da bugün peri bacası oluşumu olarak gördüğümüz kayaç yapılarının dünyanın merkezinden gelen sıcak ve akışkan lavların sertleşmesi ile oluşmuş olmasıdır. Her ne kadar sertleşmiş olsa da aslında basit bir tornavida ile oyulabilecek kadar da yumuşaktır.
Yanardağlar söndükten sonra devreye akarsular giriyor. Sertleşmiş lavın üzerinden akan akarsular kayayı aşındırarak yukarıdaki fotoğrafta gördüğümüz gibi derin vadiler oluşmasına neden oluyor. Bu derin vadilerin yamaç kısımları değişik yönlerden esen rüzgarın aşındırması nedeniyle dalgalı bir görünüm kazanıyor. Bu yapı peribacası oluşumunun birinci evresidir. Rüzgarın aşındırması devam ettikçe bazı bölümler ana parçadan ayrılarak bildiğimiz Peribacası görünümüne kavuşurlar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder